Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve bürokratlarının Gönül Köprüsü Projesi kapsamında kardeş şehir Şırnak ve Cizre ziyaretlerine eşlik ettim. Bu ziyaret esnasında o coğrafyanın bugününü gördüm, gördüklerimi değerlendirerek yarını hakkında da fikir sahibi oldum. Yazımın başında öncelikle bu geziden çıkardığım sonuçları sizlerle paylaşmak istiyorum.
1- Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Şırnak ve Cizre’nin de aralarında bulunduğu o coğrafyada, dış güçler ve onların maşası PKK’ya karşı yürüttüğü mücadelede gerek psikolojik, gerekse güvenlik açısından üstünlüğü tamamen eline almıştır.
2- Devletimiz o coğrafya da yaşayan vatandaşlara “dış güçler ve PKK’nın karşısında olursanız, bu mücadele de onlara karşı polisin ve askerin yanında yeralırsanız, bugün olduğu gibi yarında işyerlerinizi açar, ticaretinizi yapar, evinizde huzur ve güven içinde yaşarsınız. Bu süreçte yine şahit olduğunuz gibi havaalanlarınız yapılır, sağlıklı ve sürekli akan içme suyuna kavuşur, modern ve çağdaş bir şehirde olması gereken herşeye sahip olabilirsiniz” mesajı vermiş, bununla da kalmayarak, “Tam tersine bu mücadelede dış güçler ve PKK’yı isteyreek ya da istemeyerek desteklemeye devam ederseniz, yakın bir zamanda mahalle mahalle, sokak sokak hendek kazılan, mayınlar döşenen, evlerden evlere tüneller açılan bölgeyi teröristlerden nasıl temizlediysek, mücadelemizi aynı kararlılıkla tekrar göstermekten çekinmeyiz” demiştir.
3- Polisimiz ve askerimiz o coğrafyada sadece dış güçler ve onların maşası PKK ile silahlı mücadele etmemekte, bu mücadeleden belki daha da önemli bir mücadeleyi de yapmaktadır. Bu mücadele yarının gençleri çocuklara vatan-millet sevgisinin aşılanması, PKK gerçeğinin anlatılarak onların bilinçlendirilmesi, dolayısıyla gençlik dönemlerinde PKK sempatizanı olmalarını önleyerek psikolojik ve sosyal mücadele de göstermektedir.
Şırnak ve Cizre sokaklarında ya da bu iki yerleşim yeri aralarında çocukların polis- asker sevgisine şahit oldum, hatta birçok çocuğun konvoyun geçişi sırasında bozkurt selamı verdiklerini gördüm.
******
Türel’in “Gönül Köprüsü Projesi” kapsamında gerçekleştirdiği ziyareti, 3-4 gün öncesinde yapımı süren Şırnak-Van karayolunun 20. kilometresinde çalışan işçilerin kaldığı şantiyeye terör örgütü PKK mensuplarınca düzenlenen saldırıya rağmen iptal etmemesi, bu ziyareti daha da anlamlandırmıştır. O hain saldırıda bir işçi hayatını kaybederken, bir işçi de yaralanmıştı. Türel, bu ziyaret ile PKK’ya “Sizden korkmuyoruz”, bölge halkına ise bizzat Şırnak ve Cizre’de toplantılar yaparak, açılışlar gerçekleştirerek dükkan dükkan esnaf ziyaretinde bulunarak “Güvenlik kuvvetlerimize inanıyor ve güveniyoruz” mesajı vermiştir.
Devletimizin Şırnak ve Cizre’de kentleşme adına yaptığı muhteşem dönüşüme şahit oldum. Öğle yemeğini yediğimiz içinde havuz, spa, restaurant ve balo salonunun olduğu beş yıldızlı otel yanında TOKİ tarafından yapılan onlarca modern ve çağdaş binalar gelinen noktanın ve terörle mücadele elde edilen başarının en güzel göstergesiydi.
Hizmette ve yatırımda artık profesyonelleşen Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, Gönül Köprüsü Projesi kapsamında bir yandan yatırımlara destek olması, diğer yandan profesyonelliğini belediye başkan ve çalışanlarına aktarması, elbette o coğrafya da PKK ile mücadelenin başka bir metodu. Doğru bir düşünce, doğru bir proje.
*****
Müthiş bir güvenlik vardı, Şırnak ve Cizre gezimizde. Akşam havaalanına zırhlı midübüslerle giderken, gündüz ise otobüsümüzde uzun namlulu iki polis memuru vardı.
Bu sıkı güvenlik şahsen beni hiç rahatsız etmedi. Olması gerekende buydu. Çünkü, büyükşehir belediye başkanının, ilçe belediye başkanlarının, büyükşehir üst düzey bürokratlarının bulunduğu bir konvoya saldırı olabilir, böyle bir fırsatı dış güçler ve onların maşası PKK değerlendirebilirdi.
Şırnak ve Cizre girişlerinde, hatta bu iki güzergah arasında bulunan bazı yerleşim yerlerinin giriş ve çıkışlarında arama noktaları gördüm. Keza bazı tepelerde de gözetleme kuleleri vardı. Her aracın arandığı, araçlarda bulunanların da kimlik kontrollerinin üst aramaların yapıldığını öğrendim.
PKK ile mücadelede bu şart ve devam etmeli diye düşünüyorum. Sızmalar ne kadar önlenirse, başarı da o derece artar. Ve bölge halkı bundan da rahatsız olmamalı, çünkü kendi huzurları için o kontroller.
Hatırlarsanız hendekler kazılmıştı bazı mahallelere. Hendekleri kazan PKK’lılar yollara birde patlayıcılar döşemişler, evlerden evlere tüneller kazarak o mahallelerde sözde özerkliklerini ilan etmişlerdi. Keskin nişancılar saklandıkları yerlerden hain atışlarını yaparken, şehitlerimiz oluyordu. O saldırıyı yağan kalleşler, tüneller sayesinde evden eve geçerek izlerini kaybettiriyorlardı.
Elbette Türkiye Cumhuriyeti devleti çok güçlü.
Kararlı...
Tanklar devreye girince, özerklik ilan edenler kaçacak delik aradı. O mücadeleden bazı evlerin halen izler taşıdığını gördüm.. Öğreniyoruz ki, bazıları kullanılmayacak halde olunca güçlü Türk Devleti bir kez daha devreye giriyor ve o bölgeyi yeni baştan yapıyor.
Şırnak şantiye gibi.
*****
Şırnak ve Cizre gezisine Toros Gazetesi’nden arkadaşımız Fatih Gürbüz’de katıldı. Fatih bir detayı bana aktardı, dikkat ettim, doğruydu.
Şırnak ve Cizre’de belediyelerin tabelaları dışında Kürtçe yazı göremedim. Bölge halkının işyerlerinin tabelalardaki isimler, hatta astıkları ilanlar- duyurular bile Türkçe’ydi.
Elbette bu da bölgede kullanılmakta olan dilin Türkçe olduğunu, Kürtçe’nin, siyasi bir propaganda, ortalığı karıştırmak amacıyla ortaya çıkarılan suni bir gündem olduğunu da anlamış oldum.
*****
Fedakar güvenlik kuvvetlerimiz.
Onların da sohbet arasında bizlere aktardıkları bir sıkıntıyı devletimizle paylaşmak istiyorum. Son yıllarda Şırnak ve Cizre’de kiralar 2-3 kat arttırılmış. Mutlaka lojman yapımına ağırlık verilmeli ve doğu da görev yapan güvenlik kuvvetlerine yapılmıyorsa biran önce kira yardımı yapılmalı.
Stresli ve yorucu bir ortamda çalışıyorlar. İçinde yüzme havuzunun, sinemanın bulunduğu, spor yapabilecekleri, sosyal aktiviteleri gerçekleştirebilecekleri güvenlikli mekanlar yapılmalı.
Sonuç olarak...
Bu projeyi düşünenlere, projeyi hayata geçirenlere, savsaklamayıp taşın altına elini koyanlara, o bölgelere gidip halkın içinde dolaşanlara...
Ama özellikle güvenlik kuvvetlerimize teşekkür ederim.
Çok güçlü bir DEVLETİZ...