Yeni bir ayın ilk haftası, ilçe belediye meclislerinin ardı ardına toplantılarını gerçekleştirdikleri bir haftadır. Nitekim geride bıraktığımız süreçte birçok ilçe belediye meclisi bu toplantılarını yaptı.
Fırsat buldukça meclis toplantılarını izliyorum. Genelde saygı-sevgi sınırları içinde geçiyor meclis toplantıları. Bazen muhalefet meclis üyesi ile meclis başkanı arasında tartışmalar, atışmalar, birbirlerine göndermeler de yaşanmıyor değil. Ama benim bu köşede ele almak istediğim konu bu değil.
Meclisi oluşturan partilerin meclis üyeleri grup kararı doğrultusunda oylarını kullanıyorlar. Kabul ediyorlar ya da reddediyorlar. Az da olsa çekimser kalınan gündem maddeleri de oluyor.
Takıldığım nokta da bu. Niye grup kararı ?
Grup kararı alınması demek, bir meclis üyesinin o konu ile ilgili görüş, düşünce ve kullandığı oya ipotek koymak anlamına gelmiyor mu ?
Diyecekler, grup görüşmesinde zaten görüşlerini dile getiriyorlar ?
Ben de diyorum ki, grupta olumsuz görüş bildiren, kafasındaki soruları sıralayan ya da kendince o gündem maddesi ile ilgili yanlışları dile getiren meclis üyelerinin, tüm bu olumsuz düşünce ve görüşüne rağmen, sırf grupta “kabul” kararı alındığı için meclisteki oylamada “kabul” oyu kullanmaları, düşüncelerine ipotek konulması anlamına gelmiyor mu ?
Böyle yapılmakla, mecliste çok sesliliğin, farklı düşüncenin önüne de geçilmiş oluyor.
Aynı şey büyükşehir meclisi, hatta TBMM’si içinde geçerli. Ve ben bu durumu Antalya için, Türkiye için pek de olumlu karşılamıyorum.