Daha öncede birkaç kez sizlerle paylaştım, gerek belediyelerin, gerekse hayırsever vatandaşların artık cami yaptırmasına karşıyım. Önemli olanın cami yaptırmak değil, genç- yaşlı ya da çocuk, erkek ya da kadın camiyi doldurmak, bu dini mekanları sadece 5 vakitte değil 24 saat canlı halde tutabilmek olduğunu da sizlerle yine bu köşede paylaşmıştım.
İmam ya da imam-hatipler sürekli eleştirilir, onların da birer insan oldukları unutularak. Haftalık izninde evinin ihtiyaçlarını gidermek isteyebilecekleri, akrabalarını ziyaret edebilecekleri hiç düşünülmez. Kendilerinin ya da eş ya da çocuklarının hastalanabilecekleri de hiç dikkate alınmaz.
İmam, imam-hatiplerin haftanın bir günü izin hakları vardır. Yıllık izinleri sözkonusudur. Kimi zaman da mazeretleri dolayısıyla izinli olurlar. Ve ne yazık ki imam, imam-hatipler izinliyken de eğer varsa cemaatten biri cemaatin önüne geçer, namazını kıldırır. Eğer yoksa cemaat tek başına namazını kılar.
Aklıma ilçe müftüleri gelir. Acaba izinli olan bir imam, imam-hatibin yerine müftü gidip cemaate imamlık yapar mı ? Böyle bir durumda, Kaymakamın ziyaretlerini eliyle ikinci plana iterler mi ?
Ya da zırt-pırt toplanan paraların bir kısmı, izinli imamın yerine görev yapacak sözleşmeli personelin istihdamı için ayrılabilir mi ? Her cuma toplanan yardım paraları zaten ayrı bir konu, ayrı bir sorun. Yeri gelmişken...
İnsanların hayır yapma duyguları ne yazık ki suistimal ediliyor.
*****
Madem imam, imam-hatiplerle başladık. Yazımı onların bir kısmını eleştirerek noktalayayım.
Camileriniz niye kapalı ? Açık diyeceksiniz, o zaman sorumu şöyle sorayım: Cemaate imamlık yapmak için mevcut mihrabın önünde değilde, nerede durursunuz ? Yine anlamadıysanız: Niye son cemaat bölümünde cemaate namaz kıldırırsınız ?