Ben düşüncelerimi aktarmayayım, o'nun paylaşımlarını aktarayım. Yazımın sonunda sizde diyeceksiniz, “böyle rektöre can kurban.” Kimden mi söz ediyorum: Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal’dan...
“Bugün ders kaydı yapamadığından yakınan kimse olmadı. Hayırdır inşallah ?”
“Maşallah kafelerde oturacak yer yok. İnşallah sınav zamanları da böyle mutlu olursunuz.”
Kendisine telefon faturasını gönderen ve ‘Bu seferlik siz ödeseniz, burs yatınca ben size geri ödesem’ diyen öğrencisinin faturasını ödeyen, geri ödeme istemiyorum diyen;
‘Kütüphane neden en verimli olduğum saatte, 17:30’da kapanıyor? Sonra vay efendim bu tez neden bitmedi’ yazan öğrencisine, “17:30’da kütüphaneyi sen kapatıyorsun sanırım Mahmut, biz 24 saat açık tutuyoruz.” Diyerek cevap veren
“Okulun güney kapısından edebiyata kadar hiç ağaç yok, dolayısıyla gölge de yok. Yıllardır sıcakta git gel yıldık şu yolda. Acaba ağaçlandırma yapılamaz mı? Diye soran öğrencisine, “Oraya ağaçlandırma yapılacak ama gölge verene kadar sen mezun olursun Selin” cevabını yazan...
“Hocam ben bu hava şartları altında daha fazla ders işleyemem” diyen öğrencisine “Biraz daha sabret Nadir yazın bol bol gezersin.” Diyerek moral veren,
“Hocam Akdeniz Üniversite’ine bu sene güzel bir konser yakışmaz mı?” Diye soran öğrencisine, “Bu yıl sürekli bir ‘konsere gidem, eğlenem, ders çalışmayam’ havası var, hadi hayırlısı” diyen....
İyi ki varsın sayın Ünal...