Manavgat Belediye Başkanı, Millet İttifakı CHP Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, seçim çalışmalarını Kızılot Mahallesi’nde sürdürdü. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun İstihdam Toplantısı’nda “PKK, belediye meclis üyesi şeklinde şehir ve büyükşehirlere sızmaya çalışıyor” sözlerine, “Adı ne olursa, sıfatı ne olursa, makamı ne olursa olsun, bana ve arkadaşlarıma PKK’nın belirlediği liste, hiç kimseye dedirmeyiz. Hiç kimse kendinde bu hakkı bulmamalıdır” şeklinde cevap verdi.
Manavgat
Belediye Başkanı, Millet İttifakı CHP Manavgat Belediye Başkan Adayı Şükrü
Sözen, seçim çalışmalarına Kızılot Mahallesi’nde devam etti. CHP Manavgat İlçe
Başkanı Aliye Coşar, İYİ Parti Manavgat İlçe Başkanı Hatice Avcı, Belediye
Meclis üyesi adayları ve iki partinin de seçim komitelerinin katıldığıKızılot Mahallesi’nde konu Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, İstihdam Toplantısı’nda sarfettiği, “PKK, belediye
meclis üyesi şeklinde şehir ve büyükşehirlere sızmaya çalışıyor” sözlerine
Millet İttifakı Başkan adayı Şükrü Sözen, “Adı ne olursa, sıfatı ne olursa, makamı ne
olursa olsun, bana ve arkadaşlarıma PKK’nın belirlediği liste, hiç kimseye
dedirmeyiz. Hiç kimsekendinde bu hakkı bulmamalıdır” diye cevap verdi.
YÖNETİCİLERİN
ILIMLI DİL
KULLANMA
ZORUNLULUĞU VAR
Başkan
Sözen, konuşmasına yöneticilerin, idarecilerin, bu ülke için sorumluluk
alanların ılımlı bir dil kullanması gerektiğini ifade ederek, “Ulu Önder
Atatürk’ümüz ve şehitlerimiz huzurlu bir ülke oluşturun diye bize bu ülkeyi
emanet etti. Birbirinizi sevin, kabullenin, hoşgörülü olun, bu ülkenin
değerleri için bu ülkenin temel taşı olan o özel değerler için omuz omuza
mücadele edin diye bize bu ülkeyi bıraktı. Bu ülkenin güzelliklerini
koruduğunuz takdirde, bu ülkenin Misak-ı Milli sınırları ve o bayrağın gücü
hepinize yeter, bu ülke kardeşçe yaşanılası, dünyanın en güzel ülkesi diye bize
bıraktılar. Çatışmak, kendi içinizde kavga etmek, birbirinize karşı husumet beslemeniz,
kutuplaşmanız size yakışmaz dediler” dedi.
Sözen
konuşmasını şöyle sürdürdü:
HALK EKONOMİYLE MÜCADELE
EDİLİYOR
“Bizi yönetenler, bize huzur aşılamak
zorundalar. Ama öyle bir sürecin içerisindeyiz ki, insanlar birbirine
geriliyor, kutuplaşıyor, birbirlerine hak etmediği bir şekilde
kemikleştiriliyor. Yöneticilerin, idarecilerin, bu ülke için sorumluluk
alanların ılımlı bir dil kullanma zorunluluğu vardır. Bizi dostluğa,
kardeşliğe, ortak yaşama ve bizi birbirimizi hazmetmeye yönlendirmek
mecburiyetindedirler. Bizi yönetenler, bize huzur aşılamak zorundalar. Bu
ülkenin gençleri olan her şeyden önce geleceğimizin, çocuklarımızın buna
ihtiyacı var. Biz bu güzel ülkede, bütün çeşitliliği ile dostça, kardeşçe, el
ele, kol kola yaşamak istiyoruz. Ve bu ülkenin güzel insanları, hangi noktada
olursa olsun, neresinde yaşarsa yaşasın bu güzellikleri hak ediyorlar. Ama öyle
bir noktaya geldik ki, içinde bulunduğumuz güzelliklerin farkına varamayacak
şekilde bir taraftan geriliyoruz, bir taraftan da yaşam kavgasının
içerisindeyiz. Bir taraftan neyi yaşıyoruz, bunları hak ediyor muyuz diye
süreci sorguluyoruz, bir taraftan da ekmek kavgası mücadelesi içindeyiz.
Çocuklarımıza nasıl hak ettiği yaşamı vereceğiz? Çocuklarımızın yarınını nasıl
kurgulayacağız? Borcumuzun, harcımızın üstesinden nasıl geleceğiz? Dükkanımızınasıl
devam ettireceğiz? Verilen asgari ücretle nasıl günün zorluklarının üstesinde
gelip insanca yaşayacağız diye kaygı içerisindeyiz.
YÜZÜMÜZ GÜLECEK
DİYENLERE
HATIRLATMAMIZ
GEREKİYOR
Söylemek
çok hoş değil ama bugün ülkemizi tozpembe göstermeye çalışanlar insanlarımıza
bunca zamandan sonra ‘yüzünüz gülecek’ diyenlere belli şeyler hatırlatmak
gerekiyor. Bugün Manavgat’ta on binlerce işsiz insanımızın olduğunu hatırlatmak
gerekiyor. Bugün ülkemizde 6,5 milyon işsizimiz varken bir o kadar da
göçmenimizin olduğunu hatırlatmamız gerekiyor. Bugün İstanbul’da, Ankara’da
50’nin üzerinde günlük imalat yapan iş yerinin yandığını ve bugün ülkemizde
günlük 200’ün üzerinde işyerinin kapandığını hatırlatmak gerekiyor. Sıkıntılara
çözüm bulabilecek bir seçim sürecinin arifesindeyiz. Ben bu toplumun
yaşadıklarını, hissettiklerini, bu toplumun içinde bulunduğu sıkıntılı süreci
ifade edemeyeceksem, temsil ettiğim makama yazıklar olsun” şeklinde konuşarak şunları
söyledi:
TOPLUMUN
SIKINTISINI ANLATAMAYACAKSAM,
TEMSİL ETTİĞİM
MAKAMA YAZIKLAR OLSUN
“Böylesine
yaşam mücadelesi veren insanların, elleri öpülesi bir de onurlu duruşları var.
Onu da hatırlatmak gerekiyor. Her şeye rağmen bizi biz yapan o milli
değerlerinden vazgeçmediklerini, bizi germeye çalışmalarına rağmen, bu onurlu
duruşlarından asla vazgeçmediklerini, örfümüzden, adetlerimizden ısrarla
vazgeçmediklerini hatırlatmak gerekiyor. Her şey tozpembe değil, her şey bize
bırakıldığı gibi değil. Bana sevgili büyüklerim her gün bu mikrofona çıkarken
tembihte bulunuyorlar. Aman sakin ol, sert olma diye. Ben bu toplumun
yaşadıklarını, hissettiklerini, bu toplumun içinde bulunduğu sıkıntılı süreci
ifade edemeyeceksem, temsil ettiğim makama yazıklar olsun. Esnafı, eşi, dostu,
aynı havayı teneffüs ettiği hemşerisi sıkıntı içerisindeyken, hiç kimse yaşamdan
keyif almamalıdır. Bu gerçek vatandaşlık duruşudur. Bizler de her şeyden önce
belediye başkanı sıfatıyla değil, bu toplumun içinde bulunduğu zor koşulları
izleyen bir Türk vatandaşı olarak her fırsatta bunları dile getirmeyi kendimize
görev addediyoruz.
PKK’NIN TALİMAT
VERDİĞİ DEĞİL SİZİN LİSTENİZ
Çok
az kaldı, yine yaşamımızı, geleceğimizi etkileyecek az önce ifade etmeye
çalıştığım süreçleri yerel ölçekte düze çıkartmaya muktedir, yerel yönetim
eliyle belli ölçekte toplumun yaşadığı sıkıntılara çözüm bulabilecek bir
seçimin sürecinin arifesindeyiz. Tabi ki insanların yaşamındaki hükümetlerin
çözmesi gereken sıkıntıları yerel ölçekte çözemezsiniz. Ama onların yaşamlarına
kolaylık katacak, onların yaşamına güzellik getirecek, bir nebze
umutlanmalarını sağlayacak projeleri hayata geçirmek de, inançlı, duruşları
olan, hayalleri olan, projeleri olan yerel yöneticilerin de belli ölçüde
işidir. Bu inançla, bu duruşla, bu bakış açısıyla bugün Manavgat’a bir üçüncü
dönem sizlere hizmet etmek için, göreve talip olan bir kardeşiniz olarak bu
güzel ekiple bir aradayız. Bu ekipten, Şükrü Sözen’den korkmayın. Ne Şükrü
Sözen, ne bu güzel ekip birilerinin söylediği gibi, telaffuz bile etmek
istemiyorum, birilerinin yönlendirdiği, PKK’nın yönlendirdiği, talimat verdiği
liste değil, sizlerin listesi.
ADI, SIFATI, MAKAMI
NE OLURSA OLSUN
PKK’NIN LİSTESİ
DEDİRTMEYİZ
Adı
ne olursa, sıfatı ne olursa, makamı ne olursa olsun, bana ve arkadaşlarıma
PKK’nın belirlediği liste, hiç kimseye dedirmeyiz. Hiç kimse kendinde bu hakkı
bulmamalıdır. Bu kardeşlerimin her biri yürekli, kentini, ülkesini seven,
mesleğinde ve insan olarak kendilerini yetiştirmiş, bu ülke ve bu kent için her
türlü sorumluluğu alacak şekilde yetişmiş ve yetiştirilmiş, her birinizin
gözlemlediği, kıymet verdiği, sorumluluk sahibi insanlardır. Bu insanlara
ellerindeki yetkiyle, bu insanları yorumlamak hakkı hiç kimsenin değildir. Bu
bir yerel seçim süreci, bu bir savaş değil. Bu kentlere hangi inançlı
ekiplerin, kadroların hayalleriyle, düşünceleriyle, kurgularıyla ve sorumluluk
halleri itibariyle neler verileceğinin tespitlerinin yapılacağı bir seçim
sürecidir.
Bu
yerel seçim sürelerini, insanların birbirlerine kırdırılan, hasım olarak
baktıracak olan seçim süreci olarak, kimse ağzına almamalıdır. Bizler bu
toplumu seviyoruz, bizlerin bu görevlerde oluş amacı, insan, ülke sevdamız. Bu
ülkenin geleceği olan gençlerimize, çocuklarımıza onların hak ettiği bir
gelecek kurgulamak bizim görevimiz. Ulu Önder Atatürk’ün bize bıraktığı o özel
değerlerle bu ülkenin yönetilmesini hayal etmek ve bu doğrultuda yöneticilik
yapmaya çalışmak. Kadrolarımız da buna inanan kadrolar.”
MANAVGAT’I 25
YIL
RAHATLATACAK
PROJELERLE ÇIKTIK
Sözen
Manavgat için hazırladığı projelerin, kendi hayallerinden çıkan, Manavgat’ı 25
yıl rahatlatacak projeler olduğunu söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti:“Bugün
Manavgat’ta sorumluluk talep eden bir Şükrü Sözen var. Bugün yüreğinden ne
geliyorsa, bu kent için ne hayal ediyorsa onu ifade eden Şükrü Sözen var. İyi
bir kadroyla yola çıktım, Manavgat’ta 10 yıldır çalışıyoruz, dünyanın en güzel
kentinde yaşıyoruz. Bu kentin hak ettiği çok daha iyi hizmetler diyen bir Şükrü
Sözen ve kadro var karşınızda. Bugüne kadar yaptıklarımız Manavgat için yeterli
değil, bu kentte yaşayan insanlar çok daha özel ve güzel projeleri hak ediyor
diyip, onunla ilgili hazırlığını gelecek 25 yıl için yapan bir Şükrü Sözen var.
Gündeme koyduğumuz projelerin her birisi, bizim hayallerimizden çıkan projeler.
Manavgat’ı 25 yıl rahatlatacak projeler, Manavgat’ı bırakın Türkiye’yi,
dünyanın en çağdaş kentlerinden biri haline getirecek ve özel bir şehre
dönüştürecek projelerdir, o projeler. Bizler yüreğimizden çıkanları ortaya
koyuyoruz, yüreğimizden geldiği gibi kendimizi ifade ediyoruz. Birilerinin
hazırladığı, hiç görmediğimiz projeleri, önümüze koydukları camlardan,
ekranlardan okumaya çalışmıyoruz. Sizin huzurunuzda olmamızın nedeni bunlar”
EL BİRLİĞİYLE
MANAVGAT’I GELECEĞE TAŞIYACAĞIZ
“Oymapınar
Manavgat’ın geleceğidir. Oymapınar daha önce anlattığım şekilde planlandığı,
yatırım bölgesine dönüştürüldüğü takdirde, alternatif turizm anlamında,
sürdürülebilir turizm anlamında Manavgat’ın geleceği diyoruz. Ulualan Mevki
ranta kurban edilmediği sürece bu halkın kabulleneceği şekilde planlanırsa,
Manavgat’ımızın ve çocuklarımızın geleceği olacak, 12 ay sürdürülebilir
turizmin merkezi olacak diyoruz. Organize Sanayi Bölgesi Manavgat ailesi olarak
el birliği ile kurgulandığı takdirde, siyaset ön plana çıkartılmadan,
Manavgat’ın bütün dinamikleri beraber çalıştırıldığı takdirde, Manavgat’ın
alternatif gelir kaynağı olacakve Manavgat’ı 12 ay ayakta tutacak bir merkez
olacak diyoruz. Manavgat’ın yaşanabilir bir kent olması adına dünyanın göz
bebeği olan Side ile ilgili çıktığımız o güzel yolu, neticeye götürmemiz
gerekir diyoruz. İnsanların keyifle yaşadığı bir Manavgat hayal ediyorsak,
sizlere daha önce anlattığım Trafik Master Planı’nı, el birliği ile siyaset
ötesi hayata geçirmemiz gerekir. Biz toplumun önüne geçip de ne söyleyeceğini
unutanlardan değiliz. Biz toplum için her türlü onurlu duruşu göstermek için
mücadele edenlerdeniz. Bu toplum için nasıl bedel ödenecekse, her türlüsünü
ödemeye hazır olduğumuzu ifade edenlerdeniz. O güzel merkezleri hayata
geçirdiğimizde, Türkiye’nin hatta dünyanın en güzel kentini inşa edebiliriz
diyoruz.”
ÖZ’E “BİRLİKTE
HAREKET EDELİM” DEDİM
Başkan
Sözen, Cumhur İttifakı Manavgat Belediye Başkan adayı Hasan Öz’ün, “Bize
gelmediler” şeklinde konuşmasına karşılık, ekrandan Hasan Öz ile Manavgat için
yaptığı konuşmanın görüntülerini gösterdi. Sözen, Hasan Öz ile yaptığı
konuşmasında, “Manavgat’ın çıkarları için birlikte hareket etmeleri
gerektiğini, çok siyasi hareket etmediğimiz takdirde yeni bir süreci
başlatabileceğimizi, makamınızda ziyaret ederek söylemeye çalıştım” sözlerini
Kızılot’ta gündeme görüntülü olarak getirdi.
BAKANLIKLAR
KİMSEYE DEĞİL, HEPİMİZE AİTTİR
DOĞRU YOLDAYIZ
Kİ, SİNİRLER BOZULMUŞ
Başkan
Sözen, “Bakanlıklar bizim, taahhüt ettikleri projeleri nasıl yapacaklar?”
şeklindeki açıklamalara karşılık da şunları söyledi:
“Bunu
biraz sıcak düşündüğünüz zaman, inceliğine yorumladığınız zaman, bizim nasıl
görev yapmaya çalıştığımızı, bizim bu süreçlerde nasıl bir mücadele içinde
olduğumuzu çok rahat anlayabilirsiniz. Bakanlıklar hepimizin, hiç kimseye ait
değildir. Yasal boyutta bakanlıklara götürdüğümüz her türlü işe yasal boyutta
cevap almamız bizim en doğal hakkımız. Yöneticilik, idarecilik ılımlı bir dil
kullanmanızı gerektirir. Hele ve hele temsil ettiğiniz makam yükseldikçe çok
daha kontrollü, çok daha ağzından çıkanı 3-5 kere düşünüp bir kerede ifade
etmek zorundasınız. Bu toplum huzur istiyor, bu toplum gerginlikten bıkmış,
yılmış. Bu toplum birçok ihtilal görmüş, kalkışma görmüş, çatışmalardan bıkmış.
Kardeşçe yaşamayı özlemişiz. Bugün yaşadığımız şeyleri gördükçe doğru yolda
olduğumuzu anlıyorum. Doğru yoldayız ki, bu kadar sinirler bozulmuş. Yerel
ölçeğe geldiğimiz zaman da doğru şeyler söylediğimizin de emarelerini görmeye
başladık. Genç kardeşimiz diyor ya ‘Ben Manavgat’ın yüzünü güldüreceğim,
Manavgat’ın tarımı benimle gülecek, turizmi benimle gülecek, esnafı benimle
gülecek, emeklisi, çocukları benimle gülecek’ diyor. Ben de ne demiştim, ‘Bu
toplumun yüzünü güldürmek istiyorsan, kendini yerel ölçekte biraz yetiştirmen
lazım.’ Bunu bir dönem çok dikkate almadı ama sonradan dikkate aldığını
gözlemliyorum. Bizim yapmış olduğumuz meydanımızda proje tanıtım toplantısı
yapması, her türlü aktiviteyi yapacağız diyerek, hayata geçirdikleri o
Türkbeleni’nde yapmak yerine Cumhuriyet Meydanı’nda yapmaları beni son derece
mutlu etti, gurur duydum bundan. Daha önce de milletvekili aday tanıtım
toplantısını da Atatürk Kültür Merkezi’nde yapmışlardı. Bizler ev sahibi
olmaktan mutluluk, gurur duyuyoruz. Yaptığımız projelerin doğru olduğunun
bunlar birer teyididir.”