7’den 70’e hastalıklardan koruyan aşı, günümüzde sağlık bilimi açısından en önemli gelişmelerin başında yer alıyor. Uzun yıllar boyu insanlığı etkileyen hastalıklar, aşının koruyucu etkisi ile günümüzde korkulur olmaktan çıktı. Günümüzde hala bazı ebeveynler, çocuklarına aşı yaptırmaktan çekinse de uzmanlar hastalıklara karşı hayatta olmamızı aşı yaptırılmasına borçlu olduğumuzu söylüyor.
Türkiye İş Bankası İştiraki Bayındır Kavaklıdere
Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Füsun Kitapçı Uysal, aşının
gelişimi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu:
·
Aşı, bazı hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda
enjekte edilen ölü ya da zayıflatılmış bakteri ve virüsler demektir. Şu anda hayattaysanız anneniz tetanos aşısı olduğu için ya da babanıza
kolera aşısı yapılmış olduğu için olabilir. Belki de küçüklüğünüzde kızamık
aşısı olmasaydınız, bu günleri göremeyecektiniz. Uçuş korkunuz olmayabilir ama
çocuğunuz, uçakta öksüren birinden her an menenjit mikrobu alabilir.
·
Mikroplar pek çok nedenle vücudumuza yerleşebilir. İshal, hapşırma, öksürme, kaşınma, açık yaralar,kan ve vücut sıvıları
yolu ile insandan insana bulaşıcılık mümkündür. Sivrisinekler ya da keneler de
hastalıklara neden olan mikropları taşırlar. Hiçbir şey yapmadan yediğimiz ya
da içtiğimiz gıdalarda bulunan mikroorganizmaların ağız yolu ile vücuda
alınması da vücudumuzda çeşitli hastalıkların oluşumuna neden olabilir. Eskiden
ölümcül olan hastalıkların çoğu aşı nedeniyle kontrol altına alınsa da,
turistik seyahatler ve göçlerin arttığı, sınırların kalktığı günümüzde aşısı
olmayan ya da hastalık taşıyıcısı olan insanlar aracılığı ile hastalıklar çok
hızlı yayılabiliyor.
·
Hekimin birincil görevi sağlıklı kişinin sağlığını korumasını
sağlamak yani koruyucu hekimliktir. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak
çocuğun gelişimini, beslenmesini ve bağışıklanmasını izlemek en önemli görevimizdir.
AŞI İLE SAĞLIKLI NESİLLER
·
Yüzyıllarca süren
ve son yüzyılda hızlanan bütün teknolojik gelişimeler sayesinde uzaya
gidiyoruz, Dünya’nın öbür ucu ile anında konuşabiliyoruz, oturduğumuz yerden
Louvre Müzesini gezebiliyoruz. MR ile kanser teşhisi yapabiliyor, pek çok
hastalığı yeni ilaçlar sayesinde tedavi edebiliyoruz.
·
100 kişiden otuzunu
öldüren çiçek hastalığından, anne karnında %40’a varan sakat doğuma neden olankızamıkçıktan,
kurtulma şansının olmadığı kuduz veya yenidoğan tetanozundan korunabiliyorsak,
1998’den beri ülkemizde çocuk felci vakası ile karşılaşmıyorsak, aşıları bulan
bilim insanlarına, yaygınlaştıran ve günlük hayatımıza sokan sağlık
çalışanlarınaçok şey borçluyuz.Koruyucu hekimlik ve bunun temel taşı olan
aşılar ihmal edilmemeli, bilimsel olmayan söylentilere kulak asmamalıyız.
ESKİ UYGARLIKLARDANBU YANA AŞILAMA
·
Aşılama artık
herkesin yakından bilgi sahibi olduğu sağlık bilgisi olsa da aşının ortaya
çıkışı uzun yıllara dayanıyor. Yazılı kayıtlara göre MÖ 560 yılında Çinlilerin
“Variolasyon” olarak tanımlanan ilkel aşılama yöntemleri varmış.
·
Variolasyon, çiçek
hastalığını hafif geçirmekte olan hastaların yaralarının kabukları kurutularak,
tozların buruna inhalasyon yolu verilmesi ile veya sıklıkla tozun sulandırılıp
çizilen deriden vücuda inokulasyonu ile uygulanmaktaydı.
·
Osmanlı
hamamlarında variolasyon yönteminin uygulandığına tanık olan İngiliz
Konsolosunun eşi Lady Mary Montagu, 1718 yılında çocuğuna çiçek aşısı yaptırmak
için izin istediği Papa’ya bir mektup yazarak bu yöntemin batı ülkelerine
duyurulmasını sağlamıştır.
·
1796 yılında Edward
Jenner ilk canlı viral aşı olan çiçek aşısı ‘Cowpox’ veya ‘Vaksinia’ fikrini
geliştirerek bilimsel olarak tıpta bir çığır açmış ve modern immünolojinin
temellerini kurmuştur.Jenner’den 100 yıl sonra Pasteur tarafından enfeksiyon
hastalıklarının kaynağının mikroplar olduğunu keşfedilmiştir.
·
Pasteur, 1885
yılında daha önce köpeklerde etkinliğini kanıtladığı kuduz aşısını, bir köpek
tarafından ısırılmış olan Joseph Meister adlı kişiye uygulamıştır. Bu uygulama
insan bağışıklamasındaki en önemli atılımdır. 1892 yılında Laffnike adlı
araştırıcı kolera aşısını, 1896 yılında Wright tifo aşısını geliştirmiştir. Bugün
BCG adıyla bildiğimiz tüberküloz (verem) aşısı, Calmette ve Guerin tarafından
1921 yılında geliştirilmiştir.1927 yılında Ramon ve Zoeller tetanos aşısını
üretmişlerdir. Bundan sonra kullanıma sunulan çeşitli aşılar birbirini
izlemiştir.
İNSANLIK TARİHİNE EN ÖNEMLİ ARMAĞAN
·
Aşı insanlık
tarihindeki önemli buluşlardan birisidir. İnsanlık, uzun zaman boyunca bulaşıcı
hastalıklar ile uğraşmış, sterilizasyon ve aşıların bulunması ile tıpta çok
önemli yollar kat edilmiştir. Aşının olmadığı dönemlerde:
·
Veba salgınları
1346-1352’de Avrupa nüfusunun dörtte birini öldürmüştü.
·
1618 yılında 20
milyon olan Meksika’daki İnka nüfusu çiçek hastalığı nedeni ile 1,6 milyona
düşmüştü.
·
1779’da Hawai’de
nüfus tifo nedeniyle 500 binden
84 bine düşmüştü.
·
1880’lerde
Kanada’da her 100 yerliden dokuzu tüberküloz hastasıydı.
·
1. Dünya savaşı sonrası
21 milyon kişi gripten (H1N1) ölmüştü.
·
Tüm bu veriler unutulmadan, çocuklarımızın aşılarını dikkatle takip
etmeliyiz. Yaşları büyüse de, yılda en az bir kez çocuk doktoru veya aile
hekimi ile temas ederek, hatırlatma dozları ve yeni aşılar ile ilgili bilgi
edinmeliyiz. Aşı takibinde önemli olan aşı kartlarını kaybetmemeliyiz. Son
olarak, güvenilir kaynakları tercih ederek, bilgi kirliliği ile mücadele
edelim.
Bayındır Sağlık Grubu Hakkında:
Bayındır Sağlık Grubu’nun
temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye
başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası iştiraklerinden olan
grup, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi
başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra,
hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen
temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta
dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu,
Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır
Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp
Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da sayısı 5’e ulaşan Bayındır Diş Klinikleri ve
İzmir’de bulunan Bayındır Alsancak Diş Kliniği’nde de başarıyla uygulayarak,
vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.